Şarkıcı Kalben, Hürriyet’ten Hakan Gence’ye verdiği röportajda ”Bir kere bir kadına aşık oldum. Platonik âşıktım. Ama bu aşk, onun kadın olmasıyla değil, insan olmasıyla ilgiliydi. Onun memeleriyle ilgili değil, göğsünün altında yatan kalbiyle ilgiliydi” dedi.
Hürriyet’ten Hakan Genceye röportaj veren Kalben, özel yaşamıyla ilgili samimi açıklamalarda bulundu. Gence’nin, “Hiç bir kadına aşık oldunuz mu?” sorusu üzerine, “Evet bir kere oldum” cevabını veren Kalben’in açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.
Söz konusu röportajın ilgili kısımları şu şekilde:
“ADAMIMLA MUTLUYUM”
Aşk şarkıları yazan bir müzisyen olarak aşkı nasıl anlatırsınız?
– Aşk çölde açan bir çiçek. Sekiz milyar insanız, birini bulup ona âşık olmak, onu anlamak, onun bedenine değmek ne kadar nadir eylemler… Şu an içinde olduğum aşksa bir şaşırma hali.
Kim o kişi?
– Tanımıyorsunuz ve size tanıtmayacağım.
Aşkta cinsiyete inanıyor musunuz?
– İnanmıyorum. Ben hiçbir duygunun cinsiyeti olduğuna inanmıyorum. Açıkçası kedim bana öyle bir sevgi veriyor ki, ‘Ruh eşim herhalde bu kedi’ diyorum.
Bir kadına âşık oldunuz mu hiç?
– Evet, bir kere oldum.
Bir ilişki yaşadınız mı?
– Hayır, platonik âşıktım. Ama bu aşk, onun kadın olmasıyla değil, o insan olmasıyla ilgiliydi. Onun memeleriyle ilgili değil, göğsünün altında yatan kalbiyle ilgiliydi.
Bunu okuduktan sonra, cinsel yöneliminizi tartışacaklardır…
– Tanımlara hiç inanmıyorum. Rahmetli annem beni öyle yetiştirmedi. Ben daha dört yaşındaydım, eve bir model gelir, soyunurdu, biz çıplak kadın çizerdik. Bir kuşu da, bir tabelayı da çizerdik. Beni annem insan vücuduna, kalbine ve doğaya karşı çok cinsiyetsiz yetiştirdi. Bana, “Ayaklarının üzerinde dur, kanatlarının olduğunu fark et, seni uterusunun (rahim) ve memelerinin sınırlandırmasına izin verme. Bu ülkenin ötesinde koskoca bir dünya, onun ötesinde bir evren var” derdi.
Peki şimdi birlikte olduğunuz kişi?
– Sevgilim bir adam ve adamımla mutluyum.
ANNEMİN CENAZESİNE GİDERKEN OTOBÜSTE İKİ BACAĞIMIN ARASINDA BİR ELLE UYANDIM!
Sosyal medya paylaşımlarınızda kadın haklarından bahsediyorsunuz. Günümüzde her gün bir erkek şiddeti haberine uyanıyoruz… Siz hiç şiddete maruz kaldınız mı?
Ev- et. Vaktiyle tanıdığım birinin koşup koşup sırtımdan yumruk attığını hatırlıyorum. Başkasının evde kendi paramla aldığım mutfak bıçağıyla beni tehdit ettiğini… Hatta birinin kapıma beyzbol sopasıyla dayandığını…
Ne diyorsunuz! Bu yaşadıklarınız sizi nasıl etkiledi?
– Hep edebiyat ve müziğe sarıldım. Tabii bazı karanlık taraflarım olmasına da neden oldular.
Ne gibi?
– Sevmekte, kendimi açmakta ve vücudumu kabul etmekte çok zorlandığım zamanlar oldu.
Peki bir diğer önemli sorun taciz. Hiç sizin başınıza geldi mi?
– Annemin cenazesine gidiyordum, otobüs molasında uyurken iki bacağımın arasında bir elle uyandım!
Korkunçmuş…
– Evet ama bu acınası bir durum değil. O kadar çok insanın yaşadığı bir şey ki… Şu an belki de bir kadın, patronun omzuna koyduğu elden iğreniyor ama kovulmamak için buna katlanıyor.
Bunları yaşayan kadınlara ne söylemek istersiniz?
– Bunu çeşitli şekillerde milyonlarca kadın ve erkekle birlikte yaşadıklarını kabul etmelerini, asla yalnız olmadıklarını bilmelerini, herkesin başına gelen bir fenalığın onların da başına geldiğini anlamalarını isterim. Bunun asla frapanlıkla, mini elbiseyle, bir kahkahayla, içkiyle, özel hayatla ilgisi yok. Bunun kırık fay hattı üstünde yaşayan bir toplumun bastırılmış, şefkatsiz, sevgisiz büyüyen çocuklarının katılaşmış ruhlarıyla ilgili olduğunu fark etmeliyiz. Çocuklarımızı özgür ve mutlu yetiştirmeyi hedeflemeliyiz bundan böyle. Sessiz kalıp yarasını kendi başına iyileştirenlere de sesini yükseltenlere de saygım sonsuz. Böyle konularda ahkâm kesmek kimseye düşmez.
Bunu neden şimdi açıklama ihtiyacı hissettiniz?
– Her türlü şiddetin, baskının, ruh ve vücut yarasının karşısında durduğumu ve kimselerin acımasını, merhametini umut etmediğimi belirtmek isterim imtina ederek. Tina Turner, Whitney Houston gibi dünya yıldızlarının geçtiği yollardan sade insan olarak geçen, onlara göre küçücük hisseden biri olarak bu acılarla yok olup gitmeyi reddetmek adına konuşuyorum. Ortak yaralarımızın, dertlerimizin, çıkmaz sokaklarımızın bizi yok etmesine, başta zihnimiz olmak üzere her yerimizi kapatmasına, bizi utandırmasına ve kendi içimize hapsetmesine izin vermeyenlerden olmak için konuşuyorum. Tek sözüm, yolunuza devam edin, okuyun, gezin, işinizi yapın, üretin, korkmayın.